Almanya Ekonomik Araştırma Enstitüsü, 2024 ve 2025 yılı için ülkenin büyüme tahminini aşağı yönlü revize ederken, üçüncü çeyrekte küçülme riski taşıyan Alman ekonomisi teknik resesyonla karşı karşıya.
Bloomberg HT’nin haberine göre; Kriwoluzky resesyon riskine daha iyimser baktıklarını ancak büyüme de beklemediklerini söyledi. Yüksek ihtimalle yüzde 0’lık bir büyüme verisi ile Almanya’da resesyon olmayacağını söyleyen Kriwoluzky, ufak da olsa gelecek iki çeyrekte bir resesyon riskinin devam edeceğine işaret etti.
İstihdam sorunu artıyor
Nüfusün hızlı yaşlanması nedeniyle çalışan kişi sayısının düşmesinin üretim ve hizmet sektörleri üzerindeki etkisine değinen Kriwoluzky, emeklilerin ve kadınların tekrar istihdam piyasasına dönmesi gerektiğini vurguladı. Göçmenlerin ise istihdam piyasasındaki konumunun büyük bir tartışma konusu olduğunu ifade eden Kriwoluzky tüm bunlara karşın Alman hükümetinin henüz harekete geçmediğini söyledi.
Yabancı yatırım bürokrasiye takılıyor
IW Enstitüsü’nün raporuna göre, Almanya’daki doğrudan yabancı yatırım son 10 yılın en düşük seviyesinde. Doğrudan yabancı yatırımdaki düşüş ve şirketlerin operasyonlarını yurt dışına taşımalarında kamu altyapısının yetersizliğini gösteren Kriwoluzky, bürokratik engellerin ve dijitalleşemeye yönelik ilgisizliğin de diğer ülkelerle rekabette engel teşkil ettiğini söyledi.
“Volkswagen’in kararı sektörde bir deprem yarattı”
Volkswagen’in Almanya’daki fabrikalarını kapatmayı değerlendirmesi kararı otomotiv sektöründe büyük ses getirdi. Alman otomotiv şirketlerinin de aynı kararı alma ihtimaline değinen Kriwoluzky, “Volkswagen’in Almanya’da fabrika kapatmayı değerlendirmesi sektörde bir deprem yarattı.” dedi.
Bir taraftan da Almanya’daki diğer şirketlerin de Volkswagen ile aynı kaderi paylaştığını ve aynı problemlerle karşı karşıya olduğunu kaydeden Kriwoluzky şöyle devam etti:
“Kamu altyapısı sorunu ve yüksek işgücü maliyetleri gittikçe artıyor. Bunun üzerine bürokratik engeller de geldiği zaman bir problem oluşturuyor. Son birkaç yılda Volkswagen’de kötü bir yönetim oldu. Çok fazla eski araçlara bağlı kaldılar ve gerektiği kadar elektrikli araçlara yatırım yapmadılar. Ayrıca ABD ve Çin’in yaptığı gibi elektrikli araçlar için yazılım tarafına da yatırım yapmadılar. Almanya’da belli başlı otomobil şirketlerinin benzer sorunları var.”